Şehrin gürültüsünden yoruldunuz, insan ilişkilerinden bunaldıysanız.. ‘Birazcık kafamı dinlemek istiyorum’ diyorsanız tam da size göre harika bir evimiz var. Dört tarafı okyanusla çevrili bu ev, batan bir adanın son yadigarı olarak karşınıza çıkıyor. İşte Holland Island evi…
Holland Island evi bir zamanlar karadaydı
Belki de dünya üzerinde yaşanabilecek en huzurlu ortam iken, doğa olaylarına yenik düşerek maalesef içinde yaşaması hayati açıdan risk arz eden bir ev burası. Kendine özgü mimari anlayışın hüküm sürdüğü Viktorya Dönemi’nden izler taşıyan ve bir süre öncesine kadar Holland Island içerisinde bulunan bu ev, sizin de ilginizi çekecektir.
Huzur ve hüznü bir araya getiren nadir bir yapı
Kendi haline terk edilmiş ve bakımsız bırakılmış Holland Island, onlarca yıllık yalnızlığının ardından, yine bir adada büyümüş olan Stephen White tarafından, 1995 yılında 70 bin dolara satın alındı. O yıllarda Holland Island Koruma Vakfı’nın da kurucusu olan White, adayı korumak için ağaçtan dalgakıranlar yaptırdı ama dalgalar, tüm bu dalgakıranları yuttu.
23 ton kaya işe yaramadı
White ve eşi, kıyı şeridine konmak üzere 23 ton kaya taşıdılar ancak bu da işe yaramadı. Kiraladıkları iş makinesiyle kıyı şeridini yeniden şekillendirip setler yapmak istediler, fakat dalgalara karşı koyamadılar. Stephen White, yaşadığı evin sular altında kalmaması için elinden geleni yapmasına rağmen, acı sona her geçen gün biraz daha yaklaşıldı.
Isabel kasırgası da vurdu
1915’ten 2000’lerin başına kadar, 160 dönümden 80 dönüme düşen adadaki ağaçlarda, 600’ün üzerinde balıkçıl kuşun yuvası bulunuyordu. 2003 yılında gerçekleşen Isabel Kasırgası’ndan sonra adadaki ağaçların yarısından fazlası tahrip oldu ve adanın son sakinlerinden kuşlar da, hayata veda ettiler.
Bu kasırga White’ın bütün çabalarını boşa çıkarmıştı. Kasırga sonrası adanın durumu eskisinden de kötü hale gelmişti. Holland Island Evi için de yolun sonu görünmüştü.
Concorde Vakfı Holland Island Evi’ni dünyaya tanıttı
Tüm bu süreç içerisinde sağlığını kaybetmeye başlayan ve kendisine, 2010’un ortasında hemolitik anemi teşhisi konan White, adayı Concorde Vakfı’na sattı. Vakfın görevlendirdiği fotoğrafçı tarafından özenle çekilen kareler; hem Holland Island’ın hem de huzur ve hüznü bir araya getiren adadaki tek evin ölümsüzleşmesini sağladı.
ABD’de yaşayan insanların büyük kısmının zihninden silinmeyen ve talihsiz hikayesiyle eşine az rastlanan Holland Island’daki son ev, bugün bile dünyanın en ilginç yapılarından biri olarak konuşulmaya devam ediyor.
Bir Yorum Yazın