İMSAD Gündem Buluşmaları’nda ekonomide yaşanan gelişmeler, sorunlar ve iş dünyasının beklentileri ele alındı. Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan, “Ülkemiz de inşaat sektörü de 3. çeyrekte büyüme gösterdi.” dedi.
Bu yıl 4. düzenlenen İMSAD Gündem Buluşmaları gerçekleştirildi. Panele Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Başkanı Ferdi Erdoğan, Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Vahap Munyar, Sabah Gazetesi Köşe Yazarı – Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz ve Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ katıldı. Açılış konuşmasının ardından düzenlenen panelde ekonomi ve iş dünyası ile ilgili değerlendirmeler ve öngörüler ele alındı.
“Uzun vadeli bakışın ülke ekonomisine yerleşmesi gerekiyor”
Açılış konuşmasını yapan İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan, “İşlerimiz şu anda iyi ama geleceğimizi açık ve net göremiyoruz. Her şeye kısa vadede bakmak mecburiyetinde kalıyoruz. Uzun vadeli bakışın ülke ekonomisine yerleşmesi gerekiyor ” dedi.
İhracatın 3’te biri inşaat sektörüne ait
İnşaat sektörünün sadece ekonominin lokomotifi, istihdamın sünger sektörü değil, dış ticarette de ciddi bir iş hacmine sahip, katma değeri yüksek bir sektör olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Büyüme oranlarına baktığımızda inşaat sektörü her zaman ülke büyümesinin üzerinde bir performans gösteriyor. Büyüme rakamları oldukça umut verici. 2016 verileriyle, Türkiye’nin ihracatı 142,0 milyar dolar. 104 milyon ton mal yurt dışına taşınmış. Bu ihracatın 30 milyon tonu inşaat malzemelerine ait. Yani 3’te 1’i” diye konuştu.
Dış ticaret konusunda kalıcı stratejilere ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Erdoğan, “Türkiye markasına yatırım yaparak bunu öne çıkarmamız gerekiyor. İnşaat malzemeleri gibi katma değeri yüksek olan ürünlerin ortalama ihracat fiyatı sadece 10 sent/kg artarsa gelirimiz ihracat gelirine etkisi 3 milyar dolar artış olacaktır.” şeklinde konuştu.
“Tahsilat en büyük sıkıntımız”
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaz aylarında göreceli olarak hafifleyen finansman sorunları son üç ayda arttı. İnşaat sektöründeki finansman sorunları, tüm iş ortaklarını etkileyebileceği gibi inşaat malzemesi sanayisi için de yakından izlenmesi gereken bir risk haline geldi. Tahsilat konusu sektörümüzün en önemli sıkıntısı. Konutlar satılamıyor, müteahhitler parasını alamıyor, bu da doğal olarak malzemecileri etkiliyor. Dolayısıyla Güven Endeksi de 100 üzerinden 60’lı rakamlarda dolanıyor. Ekonomik beklenti konusunda ne yazık ki herkes kaygılı. İşlerimiz iyi ama geleceği açık ve net iyi göremiyoruz. Arada bir çelişki söz konusu. Her şeye kısa vadede bakmak mecburiyetinde kalıyoruz. Uzun vadeli bakışın ülke ekonomisine yerleşmesi gerekiyor. Tahsilat tarafındaki sıkıntının da bir an önce çözülmesi gerekiyor.”
“2018’de bu rakamları yakalamak mümkün değil”
Panelde konuşma yapan ve iş dünyasının performansını değerlendiren Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, “3. çeyrekte büyümede şampiyon olduk ama unutmayalım ki geçen sene de en küçük büyümelerden birini yaşamıştık. 2018’de bu rakamları yakalamak mümkün değil.” dedi.
Avrupa Birliği ile ilişkileri değerlendiren Güldağ, “Özellikle Almanya ile ilişkilerimizde sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye’yi finanse edenler eline bir koz geçirdi. Finansman biçimini değiştirdiler. 2016’dan 2017’ye Türkiye’nin yurtdışından sağladığı kaynaklar daha istikrarlı olan krediden portföy yatırımına döndü. Bugün Türkiye’ye gelen her 100 doların yaklaşık 70 doları portföy yatırımı. Yeniden sıcak paranın oynaklık yaratan etkisini ekonomide ciddi biçimde hissediyoruz. Bu dış politikada da daha dikkatli olmamızı gerektiriyor. Bunun yanında ilişkilerin daha kötüye gitmeyeceğini düşünüyorum. Türkiye ekonomisi finansmanının yüzde 80’ini Avrupa’dan sağlıyor. Bu finansman yapısına dikkat ederek adım atmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde Almanya’yla ilişkiler düzelmeye devam edecektir.” diye konuştu.
“Türkiye ekonomisi 2018’de ancak yüzde 5 büyüyebilir”
Panelin bir diğer konuşmacısı ise Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Vahap Munyar’dı. Munyar, inşaatın, sanayinin önüne geçtiği eleştirilerini değerlendirdi. Munyar, “Paranın inşaata, betona, toprağa gömüldüğü yönünde eleştiriler var. Ama inşaatın arkasında da ciddi bir sanayi olduğunun, yani inşaat sanayicilerinin, sizlerin olduğunun iyi anlatılması gerekiyor.” diye konuştu. 2018 yılında Türkiye ekonomisinin ancak yüzde 5 büyüyeceğini öngördüklerini belirten Munyar, marka olma kültürünün Türkiye’de yavaş yavaş oturmaya başladığını, marka olmak yerine marka satın almanın da ciddi bir strateji olduğunu aktardı.
“Büyük kırılmalarla büyük fırsatlar ortaya çıkacak”
Sabah Gazetesi Köşe Yazarı ve Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz, “2018’in zor geçeceği konuşuluyor, 2017 için de aynı şey söylenmişti, 2020 için de söylenecek. Geçmişe bakmak lazım ama geleceği de görmek lazım.” dedi. Oğuz, “Param olsa sizin şirketlerinize yatırırım. Barış ekonomisi yaklaşmaya başladı. Özellikle güneyimizdeki ülkeler yeniden inşa edilecek. Bu gerçekleştiği zaman büyük kırılmalarla büyük fırsatlar ortaya çıkacaktır. En büyük pastayı da sizin içinde bulunduğunuz grup alacaktır. Ben gelecek yıla bakarken büyük bir patlamanın yaşanacağı kanaatindeyim” şeklinde konuştu. Şeref Oğuz, Kudüs kriziyle ilgili iş dünyasının endişe etmesine gerek olmadığını savunarak “Kudüs olayı haftaya gündemde üçüncü sıraya düşecektir” dedi.
Bir Yorum Yazın