Halka açık hisselerini toplayan ve borsadan geçen mart ayında çıkan Akfen Holding, girdiği yeniden yapılanma sürecine devam ediyor. Temettü dağıtan şirketler holding çatısı altında, inşaat, turizm, maden gibi yatırımı devam eden işler ise Akfen İnşaat grubu altında toplandı. Holding Hamdi Akın kaptanlığında ve Pelin Akın sorumluluğunda çalışmalarını yürütürken, inşaat işlerinin olduğu yatırım grubu ise Selim Akın’a emanet edildi. Bu yapılanma ile grubu yatırımcılar açısından daha anlaşılır bir noktaya getirdiklerini söyleyen Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Akfen İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Selim Akın, borsaya küs olmadıklarını, belki yeniden açılabileceklerini ifade ediyor. Grubun 2017 yılında 1,2 milyar TL’lik yatırım hedefi olduğundan da söz eden Selim Akın, yeniden yapılanma sürecini Ekonomist’e anlattı.
Akfen Holding mart ayı itibariyle hisselerini alarak Borsa İstanbul’dan çıktı. Borsadan çıkışın ardından nasıl bir süreç yaşanıyor?
Baktığınızda Akfen’in yatırımcı açısından çok da algılanabilir bir yapısı yoktu. Çünkü Akfen için önce havalimanı sektörünü incelemek, sonra inşaat, gayrimenkul ve liman işlerinin hepsini takip etmek zorundaydı. Dolayısıyla biz bunun algılanabilir noktada olmasına karar verdik. Bunu yapabilmek için de borsadan çıkmamız gerekiyordu. Ama bu demek değil ki biz borsaya küstük. Yeniden yapılanmaya giderek şirketi piyasanın daha iyi anladığı bir yapıya kavuşturduk.
Yeniden yapılanmada gelinen nokta nedir?
İşleri bir anlamda ikiye ayırdık. Temettü sağlayan şirketleri holding bünyesinde tuttuk. TAV, Mersin Limanı ve enerji işleri holding bünyesinde yer alan işler. Bu işler hem temettü sağlayan ve hem de değeri daha kolay ölçülebilen işler olduğu için böyle bir yapılanmaya gittik. Babam Hamdi Bey ve kardeşim Pelin Akın holdingde icracılar. Benim sorumlu olduğum yatırım grubu ise planlanan veya devam eden, temettü dağıtmayan şirketlerden oluşuyor. Burada Akfen İnşaat ve gayrimenkul yatırım ortaklığı, İDO, turizm ve maden grubumuz var.
Holdingde bir satış veya ortaklık gündemde mi? Görüşmeler var mı?
Biz bir işe yatırım yaptığımızda ilk olarak “Bu işin çıkışı var mı?” diye bakarız. “Bu işi ileride satabilir miyiz, yatırımcının ilgisini çeker mi?” diye bakıp öyle gireriz. Dolayısıyla yarısını veya tamamını satarız gibi bir durumumuz yok. İyi bir değerleme olursa, ona göre satabiliriz.
Açıklamalarında Hamdi Bey de hep bu yaklaşımı benimsediğini vurgular. Siz de o yoldan gidiyorsunuz sanırım.
Ben satış konusunda babamdan daha agresifım. Küçük bir örnek vermek gerekirse, babama Çankaya Koza Sokak’ta yer alan enerji, inşaat holding binasının ayrı ayrı olduğunu, bunları birleştirmek gerektiğini ifade ettim. ‘Satalım’ dedim. Fakat babam ‘satamam’ dedi. Dolayısıyla babamın da satamadığı şeyler var. Şirketi büyütüp 1998 yılında ilk oraya taşındığı için onun kalbinde önemli bir yeri var tabii.
Peki beş yıl sonra grubu nerede görüyorsunuz?
Bu yeni yapılanmanın ardından anık kendi kendini yönetebilen, daha az patrona bağımlı bir yapı görmek istiyorum. Artık aile bireylerinin şirketteki misyonu sadece proje getirmek olmalı. Günlük işlerde çok fazla yer almamalıyız. Ailenin geride olduğu, daha profesyonel bir yapı olmalı. Bu yönde belli adımlan attık. İnşallah beş yıl sonra buna bir nebze daha yaklaşırız. Babam çok destek oluyor. Bize verdiği sıfatları hayata geçirmeye çalışıyor. Şirket Hamdi Bey’in daha az, bizim daha fazla sorumluluk aldığımız bir yapıya dönüşecek. Verilen unvanların altını doldurmaya çalışıyoruz. Bu yeni yapılanmada bir yıldır deneme sürecindeydik, artık ocak ayı itibariyle gerçekleşmiş olacak.
Açıkçası kendimi şanslı hissediyorum. Sorumluluk alıyorum ve arkamda babam da var. Bu büyük bir şans.
Grubu önümüzdeki dönem yeni bir alana taşıma niyetiniz var mı?
Önümüzdeki süreçte altyapı yatırımlarında ağırlığımız olacak ve o işte büyümeye devam edeceğiz. En son maden sektörüne girdik. Uzun zamandır fırsat kolluyorduk ve bir ortaklık imkânı çıkınca maden sektörüne girmiş olduk. Bunun hemen ardından yeni bir işe girmeyiz diye düşünüyorum. Ama baktığınızda bizim grubumuzun biraz fırsatçı bir tarafı var.
Madende yatırım süreci nasıl oldu?
Maden işi babamın merakıydı. Çok istedi ve fırsat çıkınca da girmiş olduk.
Kastamonu’da yatırım aşamasında bir bakır işletmesine ortak olduk. Benim sorumluluğumdaki şirketlerden biri olacak. Maden pahalı bir yatırım ve düzgün yapmazsanız çevreye zarar verebilirsiniz. O nedenle dikkatli olmak gerekiyor.
Bu işe ne kadar yatırım yapıldı?
250 milyon dolarlık bir yatırım bütçesi var. Ocağa yatırım yapan bir şirketin finansman açığı olunca biz ortak olduk. Asya Maden iken, bizim ortaklığımızla Akasya oldu. Yönetim haklan ise bizde.
Peki grubun etkin olduğu inşaat alanında önünüzde ne gibi projeler duruyor?
Akfen İnşaat, grup şirketlerinin işlerini yaparken, bir yandan konut ve altyapı hizmetlerini üstleniyor. Bu şirketin sorumluğunda olan hastane yatırımları şu an önemli bir ağırlığa sahip.
Eskişehir, Isparta ve Tekirdağ şehir hastanelerini PPP yöntemiyle yapıyoruz. İstanbul’daki Sancaktepe ihalesini de izliyoruz. Bizim bu modele ilgimiz var ve tabii ki çalışmalarımız sürüyor.
Kamu devlet ortaklığında yap-işlet-kirala modelini çok önemsiyoruz. Hastane ile başlayan bu modelin okullar, hapishaneler gibi gireceği her yeni alanda olmak istiyoruz.
Turizm alanında zarar nerelere ulaştı? Bu sektöre dair planlamanız nedir?
Bu yıl yaşanan kayıp yüzde 40’lan buldu. Fakat durma lüksümüz yok ve yatırımlara devam etmeliyiz diye düşünüyoruz. Turizmde 2017 yılında başlayacağımız 50 milyon dolarlık bir yatırım gündemimiz var. Bodrum ve Uludağ’da yapacağımız yatırımlarla bu işte var olmaya devam edeceğiz.
Sözünü ettiğiniz yatırımların toplam bütçesi nedir? Yükselen döviz kurlarının yatırımlar üzerindeki etkisi ne olur?
1,2 milyar dolarlık bir yatırım programımız var. 2017 yılında sonlanacak bu yatırımlar içinde hastanelerin yanı sıra maden işi, turizmde Bodrum ve Uludağ yatırımlarımız da yer alıyor.
Her ne kadar etraf bulanık gözüküyor olsa ve önümüzü göremiyor olsak da biz iş adamlarının durma lüksü yok. Yatırımlara devam etmek durumundayız. Yatırım yaparak etrafınızdaki insanların size inanmasını sağlayabilirsiniz. Başka yolu yok. Dolayısıyla durmayacağız. Böyle zamanlan yatırım için bir fırsat dönemi olarak da görüyoruz. O nedenle fırsatları incelemeye devam ediyoruz. Bu noktada mesela özelleştirmeleri, özellikle kömür alanında açılacak ihaleleri izliyoruz.