2016’da 631 bin yeni konut satıldı. Bu Türkiye için bir rekordu. Gayrimenkul sektörünün Türkiye’nin lokomotifi olduğu söylemleri bir anlamda gerçekleşmişti. Bugün ise ABD’de Mart ayı 1. el konut satış rakamları açıklandı. Buna göre ABD’de 1 ayda 621 bin sıfır konut satıldı. Neredeyse Türkiye’de 1 yılda satılan kadar.
ABD’de konutlar bizimkilerden pahalı
ABD’de yeni konutların ortalama fiyatı 390 bin dolar. Bizim ise 275 bin lira civarı. Bir başka ifadeyle 76 bin dolar. 2016 verilerine göre ABD’de kişi başı milli gelir 47 bin, bize ise 13 bin dolar civarında. Yani ortalama bir ABD’li sıfır konut satın almak için 8 yıl çalışırken, biz 5,8 yıl çalışıyoruz. Her ne kadar onların aldığı evle bizimkisi mukayese edilemez olsa da durum matematiksel olarak bu.
Peki neden bizde konut satıları istenen düzeyde değil?
İşgücüne katılım oranımız düşük
Bunun birincil nedeni işgücüne katılım oranı olarak da adlandırabileceğimiz toplam nüfus içinde çalışan sayısı. 78,6 milyon nüfuslu Türkiye’de 26 milyon 670 bin kişi çalışıyor. Gerisinin büyük çoğunluğu, çocuk, yaşlı veya çalışmayan yetişkin. Yani her çalışan ortalama 3 kişiye bakıyor. ABD’de ise bu rakam 2,2 civarında. Dolayısıyla aradaki gelir farkının açılmasında bu nokta önemli bir rol oynuyor. Tabii ki bu farkta kadın istihdamı büyük rol oynuyor. ABD’de çalışan 140 milyonun 69 milyonu kadın. Yani neredeyse yarı yarıya. Türkiye’deyse çalışan 25 milyonun yalnızca 7 milyonu kadın. Yani ev hanımlığı yeni konut edinmenin önündeki en büyük engellerden biri.
Kiralar düşük, faizler yüksek
Yeni konut edinmenin önünde iki büyük engel daha var. Bunlar düşük kiralar ve yüksek faizler. ABD’de faizler neredeyse 0’a yakınken ülkemizde aylık faziler bile 1 puanın üzerinde. Bu da konut alıcısını korkutuyor. Bir diğer nokta da kiraların konut fiyatlarına göre düşük olması. Türkiye’de ortalama amortisman süresi 13 yıl. Ancak büyükşehirlerde bu rakam 18-20 yıla kadar çıkıyor. Bu da konut fiyatlarının kiralara göre yüksek olduğunu gösteriyor. Konut alma gücü olanlar bile kirada kalmayı tercih edebiliyor.
Türkiye’de sadece dar gelirlilerin konutu yok
Bir diğer veri de konut sahiplik oranı. Türkiye nüfusunun yüzde 68’i kendi konutuna sahip, ABD’de bu oran yüzde 65. Ancak ilginç olan nokta Türkiye’de kalan yüzde 32’nin büyük kısmının konut alma imkanına sahip olmaması. Yani konutu olmayan yüzde 32’nin yalnızca 5’te biri konut alabilecek gelire sahip. Dolayısıyla konut üreticileri hiç konut sahibi olmayanlara konut satmak istiyorsa, ucuz konut üretmeli.
Bir diğer seçenek de ilk değil ikinci konutunu almak isteyenler için geliştirilmeli. Türkiye’de bir zamanlar çok revaçta olan “Yazlık” kavramını sektör yeniden gündeme taşımalı. İkinci konut almak isteyenlerin büyük çoğunluğunun böyle bir talebi olduğunu göz önünde bulundurmak gerekli.
Sektör ne yapmalı?
Sektörün bu durumda yapması gerekenleri sıralarsak;
1- Kadın istihdamının artması için yatırım yapmalı
2- Ucuz konut üretmeli
3- Tatil beldelerinde konut üretmeli
4- Yabancıya satışa büyük önem vermeli