Görkemli mimarisiyle İstanbul’un her noktasından rahatlıkla görülebilen kentin yeni simgelerinden Çamlıca Camisi’nin, yıl sonunda ibadete açılabilmesi için çalışmalar hızlı şekilde yürütülüyor. Ergin Külünk, projenin yüzde 80’inin tamamlandığını söyledi.
Caminin yanı sıra müze, sanat galerisi, kütüphane, konferans salonu, sanat atölyesi ve otoparkın da yer aldığı projenin yüzde 80’i tamamlandı.
Ana kubbenin sıvası tamamlanırken, ana kubbeyi taşıyan kemerler ve mahfil katlarla ilgili çalışmalar sürüyor. Avluda ise zemine granit kaplama yapılıyor.
Cami projesini tamamlayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan yol, tünel inşaatları da devam ediyor.
Tam olarak 3 yıl 8 ay 5 gün önce temeli atılan ve Osmanlı-Selçuklu mimari tarzı ile günümüz çizgilerinin bütünleştiği Çamlıca Camisi, kentin yeni sembollerinden biri olmaya aday.
Görkemli mimarisiyle İstanbul’un her noktasından rahatlıkla görülebilen Çamlıca Camisi, bu heybetli yapısına yakışır anlamda bazı rakamsal büyüklükleri de ihtiva ediyor.
Malazgirt Zaferi’ne ithafen 107,1 metre
İmanın şartını temsilen 6 minareli inşa edilen Çamlıca Camisi’nin üç şerefeli 4 minaresi Malazgirt Zaferi’ne ithafen 107,1 metre, iki şerefeli 2 minaresi ise 90 metre yüksekliğinde.
Caminin 72 metre yükseklikteki ana kubbesi İstanbul’da yaşayan 72 milleti, 34 metre çapındaki kubbesi İstanbul’u simgeliyor. Kubbenin iç yüzeyine, 16 Türk devletine ithafen Allah’ın isimlerinden 16’sı, kubbeyi taşıyan kemerlerin altına da Fetih Suresi 220 metrelik bir alana yazılacak.
Ana kubbenin üzerine 3 metre 12 santimetre genişliğinde, 7 metre 77 santimetre yüksekliğinde, 4,5 ton ağırlığında alem yerleştirildi. Nenoteknolojiyle renklendirilen ve 3 parçadan oluşan alem, dünyanın en büyük alemi olma özelliğini taşıyor.
Caminin dışarıdan ana avluya girişinde yer alan ve mermerle kaplanan taç kapı, büyüklüğüyle de göz dolduruyor. Taş kapının avlunun içine bakan kısmında, Kasas Suresi’nin 77. ayeti yer alıyor. Caminin içine girilen kapının üzerine ise Ali İmran Suresi’nin 132-136 ayetleri işlendi.
60 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği bir cami
Çamlıca Cami, halı serili alanında 25 bin, avluda 12 bin 500, dış avluda 22 bin 500 olmak üzere toplam 60 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği bir cami kompleksi olarak tasarlandı. Camide aynı anda 8 cenazenin namazı kılınabilecek.
Çamlıca Camisi ibadet alanının yanı sıra 11 bin metrekarelik müze, 3 bin 500 metrekarelik sanat galerisi, 3 bin metrekarelik kütüphane, bin kişilik konferans salonu, 8 sanat atölyesi, 3 bin 500 araçlık kapalı otoparkı bünyesinde barındırıyor.
İstanbul Cami ve Eğitim Kültür Hizmetleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ergin Külünk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, temel atma töreninden sonra yaklaşık 500 kişilik insan gücüyle projeyi hayata geçirmeye başladıklarını, hafriyat çalışmalarının ardından kaba inşaatı tamamladıklarını söyledi.
Avlunun mukarnaslarını, kubbelerini, pencerelerini, kubbe içi desen çalışmalarını bitirdiklerini anlatan Külünk, dış avlunun granitle kaplanmasına devam edildiğini belirtti.
Caminin ana gövdesinde 350 bin metreküplük iskele kurulduğunu aktaran Külünk, ana kubbenin sıvasını bitirdiklerini, ana kubbeyi taşıyan kemerler ve mahfil katlarla ilgili çalışmaların sürdüğünü ifade etti.
İstanbul ve il dışında 15’e yakın mermer, ahşap, cam, alüminyum, demir atölyelerinde mihrap, minber, vaaz kürsüsü, merpen korkulukları, trabzanlar, pencereler, kapıların süratli şekilde yapıldığını anlatan Külünk, biten ünitelerin cami içindeki yerlerine yerleştirildiğini söyledi.
Osmanlı-Selçuklu çizgilerini taşıyor
Ergin Külünk, “Çamlıca Camisi, klasik mimari tarzda, Osmanlı-Selçuklu çizgilerini taşıyan bir cami. Türkiye’deki en büyük camiyi yapıyoruz. Bu cami, Cumhuriyet Türkiyesi’nin tarihe bir hediyesidir bu anlamda.” dedi.
Projenin sadece camiyi içermediğini, Çamlıca Camisi’nin buradaki işlerin bir bölümünü oluşturduğunu anlatan Külünk, cami kompleksinde müze, sanat galerisi, kütüphane, konferans salonu, sanat atölyesi ve otoparkın da yer aldığını aktardı.
Caminin olası bir depremde barınma ihtiyacını da karşılayacak kapasitede inşa edildiğini belirten Külünk, “Kapalı alanlarımızda 100 bin insanı barındırabileceğiz. Bu lazım olduğu zaman çok kıymetli bir özellik. Lazım olmadığı zaman o alanlar zaten kendi işlevini yapıyor.” diye konuştu.
Projeye başladıkları andan itibaren kendi sahalarında saygın insanlardan danışmanlar grubu oluşturmaya gayret ettiklerini belirten Külünk, şunları söyledi:
“Her bir hususta, danışmanlar eliyle çalışıyoruz. Ses, akustik ve yazı bunların en başında gelmekte. Ses ve akustik konusunda Süden Pamir’in danışmanlığında çalışmalara devam ediyoruz. Usta Sinan’ın Süleymaniye’de yaptığı gibi en ücra köşedeki insanın hutbede söylenen vaazı, mihrapta okunan ayeti kerimeyi duymasını istiyoruz. Similasyonlarla en güzelini yakalamaya gayret ediyoruz. Teknoloji o kadar gelişti ki buradan Süleymaniye’ye, Topkapı’ya ses göndermek çok kolay. Tabii ki biz zamanı geldiğinde o tercihleri yapacağız ama birinci öncelik etrafımız. Sesi gönderirken desibelini çok iyi ayarlamak gerekmektedir. İstanbulluların keyif alacakları bir ses sistemimiz, iç ve dış aydınlatmalarımız olacak.”
Ergin Külünk, projenin yüzde 80’inin tamamlandığını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Bu projeyi bu yıl içinde bitirmek gibi bir derdimiz var. Fakat içinde bulunduğumuz 400 dönümlük Çamlıca Tepesi, bir peyzaj çalışmasıyla yeniden İstanbulluların hizmetine kazandırılacak. Birinci etap olarak, bizim etrafımızın çevre ve peyzaj çalışmaları yapılacak. Hemen akabinde bizim de istifade edeceğimiz, Bulgurlu’dan buraya gelen bir karayolu tüneli ve açık yol çalışması var. Bütün bunların tamamı, bu caminin bitmesiyle alakalı bir çalışma. Bunların hepsini bitirmek gibi bir derdimiz var. Camimizi inşaatı tamamlayıp, inşallah yıl sonunda hizmete almayı düşünüyoruz.”