Emlak Konut’un öncülük ettiği ardından da birçok markalı konut projesinin katıldığı, faizleri yüzde 0.45’e indiren kampanya hiç şüphe yok ki büyük ilgi görüyor.
Biz de bunu hissediyoruz.
Kampanyaya dair yapılan haberler daha çok tıklanıyor, daha çok okunuyor.
Televizyonlarda dönen reklamların da etkisiyle insanlar kampanyanın ayrıntılarını merak ediyor, hangi projelerde geçerli olduğunu internetten araştırıyor.
Peki bu yoğun ilgi, kampanyaya ne kadar yansıyor, kampanyanın sona ereceği 31 Mart’a kadar ne kadar yansıyacak? Kampanya, nakit akışında sorun yaşayan, ellerindeki binlerce konutu satmaya çalışan konut sektörünü canlandırabilecek mi?
İlk gün Emlak Konut’un 300 konut sattığı haberleri sektörün biraz yabancısı olan kişileri heyecanlandırdı. Bir günde 300 konut demek, neredeyse orta ölçekli bir sitenin bir günde satılması anlamına geliyordu. Açıkçası rakam çok küçük değil, ama beklenti bu rakamın çok daha üzerinde. Kampanyada 2 ayda 15 bin konut satmayı hedefleyen Emlak Konut, bu rakama ulaşmakta zorlanacak gibi duruyor. Nedeni, elbette fiyatlar.
Emlak Konut projelerinden Adım İstanbul’da daire fiyatları 625 binden, Ankara’daki Başkent Emlak Konutları 705 binden, Esenler Havaalanı mahallesinde kentsel dönüşümden artan konutları 554 binden, Gebze’nin dağlarına inşa ettiği Gebze Emlak Konutları 303 binden, Kartal’daki İstmarina projesinde stüdyo daireler bile 553 binden başlayan fiyatlarla satılıyor. Fiyat yüksek olunca, düşen faizin bir anlamı kalmıyor.
VATANDAŞ FAİZDEN DAHA ÇOK FİYATTAN ŞİKAYETÇİ
Kampanyanın ilk gününde daha çok ulaşılabilir olan fiyatlardaki konutlar satıldı. “1300-1500 TL’lik taksitlerle, kira öder gibi ev sahibi olun” haberleri, halkı heyecanlandırsa da, bu fiyatlar sınırlı sayıdaki stüdyo ve 1+1 daireler için geçerliydi.
Kampanyada satılan dairelerin ortalama aylık taksitleri 5 bin TL’nin üzerinde. Vatandas aylık 5 bin TL taksiti verdikten sonra faiz indirimini ne kadar hissedebilir ki?
Daha önce bir bankada kredi çekmek isteyen 50-55 yaşlarında yaşlı bir adamın, müşteri temailcisiyle konuşmasına şahit olmuştum. Müşteri temsilcisi kendilerinin daha uygun faiz verdiğini anlatmaya çalışıyordu. “Bizim aylık faizimiz şu. Yıllıkta bu oran yapıyor. Bunun işte anaparası…” şeklinde müşteri temsilcisi anlatıyordu. Amcamız araya girdi. “Ben oran moran bilmem kızım, bana ayda kaç para ödeyeceğimi, toplamda ne kadar ödeyeceğimi söyle.” dedi.
Şu an reklamlarda, haberlerde dönen oranlar konut sahibi olmak isteyenleri satış ofislerine çekmeyi başardı. Ancak vatandaşı asıl ilgilendiren şey, ne kadar ödeyeceği. Ofislerde karşılaştığı rakamlar bir çok konut sahibi olmak isteyende hayal kırıklığına neden oldu.
240 AY VADE BİR BALON
“Kampanyada 240 ay vade olacak” söylentilerini ilk duyduğumuzda açıkçası biz de heyecanlanmıştık. Ancak faiz oranları netleşmeye başlayınca, değerlendirmelerimizi yaptık ve vatandaşı “240 ay vadeyle kredi çekmeyin” haberlerimizle uyardık. Çünkü 240 ay vade söylemi psikolojik olarak çekici gelse de, matematiksel açıdan büyük dezavantajlar taşıyordu. Zaten uzayan vade, toplam faiz yükünü artıracaktı. Bir de buna 120 ayda 0.45 olan faiz oranının 240 ayda 0.79’a çıkması eklenince, 240 ay vadenin hiç bir anlamı kalmadı.
KAMPANYALAR YATIRIMCIYI BEZDİRDİ
Konut alıcıları arasında ilk evini alan kadar, yatırım amacıyla ev alanlar da var. Kampanyalar, kampanyalı olmayan konut fiyatlarını olumsuz etkiliyor. Fiyatların artmaması, gayrimenkulü bir yatırım aracı olmaktan çıkarıyor. Bu da satışların düşmesinde rol oynuyor. Sürekli yeni ve daha avantajlı kampanyalar düzenlenmesi, yatırım amaçlı konut alanları sektörden soğutuyor.
KONUT SEKTÖRÜNÜN KURTULUŞU KAMPANYADA DEĞİL UCUZ KONUT ÜRETMEKTE
Konut sektörü daha 5 ay önce büyük bir kampanya düzenledi. Hatta bir çok firma zaten şirket bünyesinde 100 aya varan vadelerde “0” faizli kampanyalarını sürdürüyor. Ancak yine de satışlar üreticileri memnun etmiyor. Büyük konut kampanyası başlayalı daha iki gün oldu, sektör temsilcileri “Satışların artması için KDV yüzde 1’e inmeli” açıklamaları yaptı.
Üstelik sektör sadece Emlak Konut’tan ve markalı konut üreticilerinden oluşmuyor. Aksine, bu üreticiler sektörün küçük bir kısmını temsil ediyor. Türkiye’de geçtiğimiz sene 1 milyon 341 bin konut satıldı. Bunun aşağı yukarı 600 bini sıfır konut. Markalı konut üreticilerinin satışı ise 120-130 bin civarında. Yani satılan 5 konutun yalnızca 1 tanesi markalı konut.
Peki ne yapılmalı?
Öncelikle düzenlenen kampanyalar konut ihtiyacını en fazla hisseden alt-orta gelir grubuna hitap etmiyor. TOKİ’nin 300 konutluk projesine 3 bin kişinin başvurup, daha temeli bile atılmamış konutların sahipleri kurayla belirlenirken, diğer konut üreticilerinin bitmiş konutları satmakta zorlanmasının birincil nedeni, fiyat.
Yapılması gerekenler;
1- Fiyatlar düşürülmeli. Yoksa ne konut stokunu eritmek, ne de sektörü kurtarmak mümkün.
2- Ucuz konut üretimi teşvik edilmeli. Markalı konut üreticilerinin ucuz konut üretimine yönelmesi sağlanmalı.
3- Yabancıya satışlar artırılmalı. Lüks konut sektörünün birincil hedefi yabancılar olmalı.
Bizden söylemesi.