Almanya’da, Berlin duvarının yıkılışının 30. yıl dönümü pek çok ülkeden siyasetçinin katılımıyla kutlanıyor. 2. Dünya savaşının ardından, Sovyet denetimi altındaki Doğu Berlin’den özgür Batı Berlin’e geçişleri engellemek amacıyla 1961 yılında yapılan utanç duvarı ” Schandmauer ” olarak da adlandırılan Berlin Duvarı bundan tam 30 sene önce 9 Kasım 1989 yılında yıkıldı.
Soğuk Savaşın bitiminin sembolü haline gelen Berlin duvarının yıkılışıyla birlikte, yıllardır iki ayrı devlet halinde yönetilen Almanya birleşmiş, liberal düzen komunist sisteme karşı üstünlüğünü sağlayarak dünya üzerindeki tek yönetim sistemi alternatifi olarak kalmıştı. Liberal dünya için bir zafer niteliği taşıyan bu olayın 30. yıldönümü duvarın müze misali korunan kısmının başında Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Almanya Başbakanı Angela Merkel önderliğinde Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Macaristan gibi eski doğu bloku ülkelerinin devlet başkanlarının yanı sıra ve Ekrem İmamoğlu gibi pek çok ülkeden farklı davetlinin katılımıyla kutlanıyor.
Berlin duvarının yıkılışının yıl dönümü törenle kutlanıyor
Törene ilk olarak duvarı geçmeye çalışırken öldürülen insanlar için yapılan saygı duruşuyla başlandı. Ardından Cumhurbaşkanı Steinmeier ve Başbakan Merkel’in konuşmalarıyla devam etti. Steinmeier, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Macaristan ulusarına teşekkür nezdinde bir konuşma gerçekleştirdi. Ve onların bağımsızlık çabaları olmasaydı bu utanç duvarının yıkılamayacağını belirtti. Ardından Merkel ise kısa konuşmasında Avrupa’yı kuran değerlere yani ” özgürlük, demokrasi, eşitlik, adalet ve insan haklarına saygı” gibi ilkelere sahip çıkılması gerektiğini vurguladı. Törenin ardından katılımcılar duvara gül bıraktı. Kutlamalar akşam şehirde düzenlenecek pek çok etkinlikle devam edecek.
Ekrem İmamoğlu da törendeydi
Berlin’in kardeş şehri olan İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da törene katılım gösterdi. Bir önceki gün eşiyle Türk-Alman dostluğuna ithafen düzenlenen Kybele Dostluk ödüllerine katılan İmamoğlu, onur ödülüne laik görülmüştü. Bugün ise duvarın yıkılışı nedeniyle yapılan törende yerini alan İmamoğlu’nun tören sonrasında Merkel ole ayaküstü sohbet ettiği objektiflere yansıdı
Duvarın yıkılışından bugüne ne değişti
Berlin duvarını yıkıldığı günden bu güne, 30 yıl öncekinin aksine iyimser ve umutlu tablo yerini karamsarlığa bırakmış vaziyette. Francis Fukuyama‘nın Soğuk Savaşın sona ermesinin ardından yazdığı “End of History?” makalesinde doğu bloğunun çökmesiyle birlikte, liberal sistemin dünya genelini sarmasındaki tüm engellerin kalkığını. Bu sayede artık liberal demokrasinin tüm dünyada ki tek yönetim biçimi alternatifi olduğunu belirtmişti. Yani artık tıpkı 2. dünya savaşında yok edilen Faşizm gibi Komünizmin de artık yok edildiğini, ve tüm dünyanın liberal demokrasi şemsiyesi altında huzur içerisinde yaşayacağını öngörmüştü.
Ancak günümüzde bu öngörünün tutmadığını tam tersine liberal değerlerin kalesi olarak görülen Avrupa’da liberal değerlere kendisine bir tepkinin oluşmaya başladığını görüyoruz. 2000’li yıllardan itibaren özellikle Macaristan ve Avusturya gibi ülkelerde yükselmiş ve yükselmekte aşırı sağcılık bunu kanıtlar nitelikte. Özellikle terörizm, iç savaşlar ve bunun sonucunda oluşan göçmen akımı, yabancı düşmanlığını doğurdu. Bu da aşırı sağın tekrar neredeyse yüzyıl sonra deyim yerindeyse yeniden hortlamasına neden oldu. Yani, sadece gelişmekte olan ülkelerin liberalleşmesi başarısız olmadı. Avrupa’nın kendi liberal değerleri de zarar gördü.
Sonuç olarak Berlin duvarının yıkılışının Avrupa liberal demokrasisi açısından getirdiği umut, bugün yerini endişeye bırakmış vaziyette. Soğuk Savaş boyunca başarılı bir şekilde ayakta duran AB’nin çatırdamaya başlaması, otoriterleşen dünya ve savaşlar buna sebep oldu.