Konut sektörü mart ayı satış rakamları açıklandı. Görünen o ki bu sene de konut satışlarında rekor gelme ihtimali var. Rekor olmasa bile konut satış rakamları geçen yıl ki 1 milyon 341 bin rakamının çok da aşağısında kalmayacak. Bu sektör üreticileri için oldukça olumlu bir durum. Ekonomik açıdan bir durgunluğun yaşandığı dönemde bile konut sektörünün rekorlar kırması sektör temsilcilerini mutlu ediyor. Peki ya Türkiye için? Türkiye de bu durumdan ekonomik fayda sağlıyor mu?
İstihdam açısından önemli
İnşaat ve yeni konutlar nüfusu artan her ülkenin ihtiyacı. Bu sebeple inşaat sektörü varlığını sürdürmek zorunda. Hele bizim gibi gelişimini tam olarak tamamlamamış, hala büyük alt ve üst yapı yatırımlarına ihtiyaç duyulan bir ülkede inşaat sektörü olmazsa olmaz.
Konut satışları cari açığı büyütüyor
Yurtiçi yeni konut alımı rakamlarının artmasının bir de dezavantajı var. Konut sektöründe kullanılan malzemelerin bir kısmı, markalı konut projelerindeyse önemli bir kısmı yurt dışından geliyor. Yani biz ithal ettiğimiz bir ürünü Türkiye iç piyasasında satıyoruz. Bu cari açığı büyütmek anlamına geliyor.
Kredili satışlarda bankalardan çekilen kredi, genelde yurt dışından bankaların aldığı borç para. Yani kredili satılan her konut bizim yurt dışı borç yükümüzü de artırıyor.
Büyük inşaat şirketlerinin yatırım amacıyla kredi borcuna girmesi de bunun cabası.
Yabancıya satış sektörün bir numaralı gündemi olmalı
Yurt içi konut satışları dolayısıyla oluşan cari açığı Türkiye nasıl kapatıyor? Yabancılara konut satışıyla. Yabancılara satılan her konut, Türkiye’nin inşaat sektörü kaynaklı cari açığının küçülmesini sağlıyor. Ama görünen o ki yabancılara satışlarda ciddi bir artış söz konusu değil.
Yabancılara yapılan konut satışları 2017 Mart ayında 2016 Mart ayına göre yüzde 1,1 azaldı. Bir ayda yabancılara yalnızca 1578 konut sattık. Türkiye’den konut alan yabancılar hangi ülkeden derseniz ilk 5’te Araplar var.
Elbette Araplara satış yapmak önemli. Ancak Arapların çok büyük bir nüfusu yok. Dolayısıyla tek başına Araplar bize yetmiyor. Avrupalılar olmayınca yabancıya konut satış rakamları, durgunluk yaşadığımız geçen yılın ilk çeyreğinin bile altında kalıyor. Bu yüzden hükümetin Avrupalı liderlerle atışmak yerine daha temkinli bir politika yürütmesi konut sektörünün lehine.
Atılacak başka adımlar da var elbette.
Mesela konut alan yabancıya vatandaşlık hakkı için öngörülen “1 milyon dolar” rakamının aşağıya çekilmesi gibi. Hükümet bu kararı alırken hedef “zengin yabancılar”dı. Paralı yabancıların Türkiye’den konut alması sadece konut piyasasını değil, lüks ürün üreten ve satanları da olumlu etkileyecekti. Ancak görünen o ki bu rakam satışları etkilemedi. Yalnızca zaten Türkiye’den lüks konut almak isteyenlere bir ek hizmet gibi oldu.
Yabancılara konut satışı sadece sektörün değil hükümetin de ilk gündem maddesi olmalı. Türkiye’ye sıcak para getirenlerin en küçük bir olumsuzlukta nasıl bir anda nakde dönüp kaçtıklarını, bunun ekonomik anlamda ülkemizi nasıl zor duruma soktuğunu hepimiz gördük. Oysaki geçtiğimiz yıl onca siyasi gerilime, darbe girişimine rağmen aldığı konutları satan yabancıların oranı yüzde 1’di. Yani buradan konut alan yabancı burayı terk etmiyor. Üstelik sadece buradan konut almıyor, her yıl geliyor, burada yiyor, içiyor, geziyor kısacası döviz bırakıyor.
Sözün özü, eğer yabancıya konut satışlarını artırmıyorsan, konut satış rakamlarının rekor kırması çok da iyi bir şey değil.
O yüzden ne yap ne et, yabancıya konut sat. Hem üretici kazansın hem de Türkiye.