Kentsel dönüşüm deprem riski taşıyan ülkemizde “sağlam” olmayan bütün yapılar için zorunluluk. Böyle de olmak zorunda. Bunda sorun yok.
Bu dönüşüm için ne devletin ne de belediyenin bir bütçesi yok. Yani aslında olması gereken bunu vatandaşın kendisinin yapması. Vatandaş ya kendi arsası veya bir araya gelerek ada bazlı kentsel dönüşümü gerçekleştirmeli. Bunun için çok düşük faizli ödemelerin hemen başlamadığı krediler, kira yardımları gibi devletin getirdiği bir takım destekler var. Vatandaş bunu birçok noktada uyguluyor da. Ancak uygulamaya geçilemeyen çok sayıda yer de var.
Peki kentsel dönüşümün önündeki en büyük engeller neler? Neden kentsel dönüşüm süreci bu kadar yavaş ilerliyor?
1- Kentsel değil, rantsal dönüşüm
Bu sebep mülk sahibi için de müteahhit için de geçerli. Mülk sahibi kentsel dönüşüm imkanlarını kullanarak bir dairesine karşılık 3-4-5 artık ne kadar koparabilirse almak istiyor. Müteahhit ise bu dairelerin kendisine kalmasını talep ediyor.
Elbette bu işin bir maliyeti var ve bu maliyet dönüşümdeki ek imarla karşılanacak. Mühim olan burada ne ev sahibinin ne de müteahhidin haddinden fazla kazanmasını önlemek.
İşte bu nedenle bölge halkının oylarıyla seçilmiş ve yine o oylara mahkum bir belediyenin devreye girmesi nin, dönüşümde adalet için gerekli olduğunu düşünüyoruz.
2- Tapusuz araziler
Kentsel dönüşümün önündeki bir diğer engel de hazine arazileri üzerine yapılan tapusuz yapılar veya kaçak yapılar. Tapusuz yerlerde yaşayanlar aslında işgalci. Devletin arazisine bir yapı yapmış. Devlet de buna vaktinde göz yummuş. Genelde bu vatandaşlar fakir ve evler de büyük oranda gecekondu. Kentsel dönüşümde bir şekilde evi olan bu vatandaşlara bedava bir daire verilmiyor. Daireler maliyetine veriliyor. Projeler se genelde site tarzı olduğu için ortalama 100 metrekare bir daire için 100-150 bin lira isteniyor.
Bu tam bir aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık durumu.
Çünkü iyi kötü bir evde kalan kişiyi o evden zorla çıkarıyorsun. Karşılığında da zaten fakir olan bu adamdan hem her ay 200-300 TL aidat istiyorsun, hem de maliyetine de olsa evi ücretle satıyorsun.
Ancak öte yandan o arsa devletin. Yani o arsanın üzerindeki ev yıkılmalı ve herhangi bir hak verilmemeli.
Bu yüzden bu tarz yapıların olduğu yerde kentsel dönüşüm zorlanıyor, süreç zor ilerliyor.
3- Kaçak yapılaşma
Kentsel dönüşümün önündeki bir diğer engel de imardan fazla kaçak yapılan yapılar. İstanbul’daki binaların neredeyse yarısında bu durum söz konusu. 4 kat imarı olan yere 7 katlı bina yapılmış. Bu 4 kat imarlı binayı yıksan 5 katlı bina yapman lazım. 1 katı da inşaat harcamalarına vereceksiniz. Bu durumda bu 7 katlı binayı nasıl yıkacaksın? Ya dairesini küçülteceksin veya 7 katlı binayı yıkım 12-13 katlı bina yapacaksın. Kimse küçük daireye razı değil, ama oturduğu bina kaçak. Alırken düşünmemiş, şimdi düşünüyor.
İşte kentsel dönüşüm bu yüzden yavaş ilerliyor. Geçmişte yapılan yanlışlar bugünlere yansıyor. Zaten kaçak yapılaşmanın olmadığı, hazine arazisine knut yapılmamış yerlerde ev sahipleri br firma veya müteahhitle anlaşarak dönüşümü yapıyor. Asıl dönüşüm gerektiren sorunlu yerler de bu işi gerçekleştirmek devlete, belediyelere kalıyor. Onlar da her bir vatandaşı oy deposu olarak gördüğünden herkesin gönlünü almak istiyor. Süreç uzadıkça uzuyor.