Yeni yayımlanan bir habere göre derin uyku anksiyete tedavisinde yardımcı oluyor. Araştırmacılar anksiyete ile yetersiz uyku ile arasındaki bağlantıyı farkettiler. Yeni bir çalışma ile uykusuz gece geçiren birinin anksiyete problemi yaşama riskinin %30’a kadar arttığı görüldü.
Ayrıca bu yeni çalışmada, uykunun derinliğinin, doğal bir endişe giderici olduğu anlaşıldı. Nature Human Behavior isimli dergide yer alan makaleye göre, Kaliforniya Üniversitesi (UC) ‘deki nörobilim ve psikoloji profesörü Matthew Walker,18 katılımcının çeşitli uyku evrelerinin kaygı üzerindeki etkilerini incelemeye başladı.
Bilim adamları uyku rutinini iki büyük kategoriye ayıyor; hızlı göz hareketi (REM) ve REM dışı uyku.
Non-REM uykusu da kendi içerisinde üç evreden oluşur ve uykunun ilk iki aşaması, vücudun uyanıklıktan dinlenmeye ayarlandığı hafif uyku dönemleridir.
Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne göre, Non-REM uykunun üçüncü aşaması, sabahları yeniden şarj edilmesini hissetmemiz gereken derin ve onarıcı uykudur.Non-REM uykuyu, uyanmadan önce rüya dolu, daha hafif aşama olan REM uykusu izler.
Bu farklı uyku aşamaları, beynin aktivitesine farklı şekilde yansır. Beyin aktivitesini ölçerek, Prof. Walker ve ekibi çeşitli uyku aşamalarının kaygı üzerindeki etkilerini belirlediler.
Derin uyku anksiyete tedavisinde koruyucu rol oynuyor
Anksiyete seviyelerini ölçmek için, araştırmacılar 18 yetişkin genç grubundan tam bir gece uykusundan sonra ve uykusuz bir geceden sonra duygusal açıdan huzur kaçırıcı videolar izlemelerini istediler.
Uykulu ve uykusuz izleme sonrası tüm katılımcılar durumluk kaygı envanteri adı verilen standart bir anksiyete anketi doldurdular.
Bilim adamları, uyku evrelerini belirlemek için ve uyku katılımcılarının beynini taramak için fonksiyonel MR ve polisomnografi kullandılar.
Beyin taramaları, medial prefrontal korteks denilen bir beyin bölgesinin, uykusuz bir geceden sonra devre dışı kaldığını gösterdi. Önceki tam gece uykusu almış halde ise, bu beyin bölgesinin endişe ve stresi azalttığını ileri sürüldü.
Taramalar ayrıca, işleme duyguları ile ilişkili diğer bölgelerde aşırı beyin aktivitesini ortaya çıkardı. Sonuç olarak uykusuz geçen bir gecenin kaygı seviyesini% 30’a kadar artırdığını bildirdi.
Ayrıca, çalışma tam bir uyku gecesinden sonra kaygı seviyelerinin düştüğünü ve derinlemesine yavaş dalga olan REM olmayan uyku aşamasında daha fazla zaman harcayan kişilerde bu azalmanın daha da önemli olduğunu ortaya koymuştur.
Derin uyku beynin prefrontalını(ön lobunu) onarıyor
Araştırmacılar büyük bir örneklemde, 30 katılımcıdan ve 280 kişiden oluşan çevrimiçi bir ankette başka deneyler yaptılar ve sonuçları inanılmazdı.
Derin uyku, beynin duygularımızı düzenleyip, duygusal ve fizyolojik reaktiviteyi azaltan ve anksiyetenin artmasını engelleyen ön mekanizmasını yeniliyor.
Laboratuvar deneyleri, geceleri daha derin bir uyku yaşayan insanların ertesi gün çok daha az kaygı duyduğunu doğruladı. Çevrimiçi anket ise, yeterli ve kaliteli uyku alan insanların anksiyete seviyelerini güvenilir bir şekilde ellerinde tuttuklarını doğruladı.
Çalışmanın baş yazarı aynı zamanda iyi uykunun anksiyete tedavisi için klinik bir öneri olması gerektiğini önermektedir.
Yazar ayrıca şunu belirtiyor “Anksiyete bozukluğu olan insanlar, kalitesiz,rahatsız uyuduklarını bildirirler, ancak nadiren anksiyete azaltması için kliniklere başvuru yaparlar” dedi.
“Çalışmamız sadece uyku ile kaygı arasında nedensel bir bağlantı kurmakla kalmıyor, aynı zamanda aşırı miktarda beyni sakinleştirmek için ihtiyaç duyduğumuz derin [REM olmayan] uyku türünü de tanımlıyor.”
Çalışmanın kıdemli yazarı, “Beyindeki bağlantıları yeniden düzenleyerek bir gecede kaygıyı azaltan yeni bir derin uyku işlevi belirledik” diyerek bulgular üzerine yorumlarda bulundu.
Walker, “Derin uyku, her gece aldığımız sürece, doğal bir anksiyolitik (kaygı önleyici) görevi taşıyor” diyor.
Diğer sağlık haberlerimiz için tıklayın.
Bir Yorum Yazın