Fransa’nın Strazburg kentinde bulunan ve uzun yıllar Avrupa’nın en büyük camisi olarak bilinen Eyüp Sultan Camisi, külliye şeklinde ve Osmanlı mimari özelliklerine uygun biçimde yeniden yapılıyor. Caminin temel atma töreninde Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ açıklamalarda bulundu.
Avrupa’nın en büyük camisi
İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) teşkilatı tarafından 1996’da satın alınan ve düzenlenerek 21 yıl boyunca cami olarak kullanılan eski fabrika hangarları yerine, 28 kubbe ve 44 metre yüksekliğinde çift minareli cami ve külliye inşaatının temeli atıldı. Cami inşaatı sona erdiğinde Avrupa’nın en büyük camisi olacak. Strazburg Eyüp Sultan Yeni Camisi’nin ilk harcı, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak Üyesi Bakir İzetbegoviç, Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa ve Fransız yerel yönetimlerin temsilcilerinin katılacağı bir törenle konuldu.
Fransa’da Osmanlı mimarisi
Osmanlı mimari özelliklerine göre yapılacak, yaklaşık 15 dönüm arazi üzerinde, 3 bin kişi kapasiteli mescit, konferans salonları, okul, kütüphane, öğretmenler odası, restoran ve butiklerin yer alacağı külliyenin ayrıca 600 araç kapasiteli otoparkı ve 260 adet bisiklet parkı da bulunuyor. 44 metre yüksekliğinde çifte minaresiyle Strazburg’un dini, mimari ve kültürel çeşitliliğine renk katacak caminin ana kubbesi etrafında 27 adet küçük çapta kubbeler de yer alıyor.10 bin metrekare alanda kurulu ve cami olarak kullanılan eski fabrika hangarları, geçen yıl yıkılarak yeni caminin inşaat çalışmaları başlatılmıştı.
AB üyeliği için geri adım yok
Fransa’nın Strazburg kentinde yer alan Eyüp Sultan Camisi’nin temel atma töreninde konuşan Bozdağ törende bulunmaktan keyif aldığını söyledi ve Fransa’nın Molhouse kentinde kundaklama sonucu çıkan yangında hayatını kaybeden Türk vatandaşlarına Allah’tan rahmet diledi.
Türkiye’nin AB süreci hakkında da konuşan Bozdağ, “1960 yılından beri mücadele ediyoruz üye olmak için. 1963 yılından bugüne AB’nin kapısında bekleyen ikinci bir ülke var mı? Yok. Yol yürürken oyun içinde kural üstüne kural değiştirilen ve kendi aleyhine pek çok içtihat oluşturulan ikinci bir ülke de yok. Dikkat ederseniz bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye, AB sürecinden vazgeçmedi. Açılan fasıllar, bütün konular bittiği halde kapanmadı. Yıllardır açılan faslı kapayamayan bir ülke pozisyonundayız ama Türkiye buna rağmen de bu süreçten vazgeçmedi. Biz şunu iyi biliyoruz. Türkiye AB’ye güç katacak ve AB üyesi olması halinde de buradan güç kazanacak bir ülkedir. İki tarafa da kazan-kazan ilkesi çerçevesinde kazandıran bir süreçtir. Biz bu süreci her türlü olumsuzluğa rağmen sürdürmekte kararlıyız. Süreçten Türkiye olarak geri çekilme niyetimiz yok.”
Bir Yorum Yazın