Huqqa ile başlayan, Reina, Galatasaray Adası ve yabancı bir denizcilik firmasına ait binayla devam eden yıkımlar sürecek. Yıkımların devam edeceğini söyleyen İBB yetkilileri, kaç binanın yıkılacağını açıklamadı. Ancak birkaç yıl önceki Boğaziçi İmar Müdürlüğü verilerine göre ön görünümdeki her 3 yapıdan biri kaçak. Yaklaşık 3 bin bina hakkında da yıkım kararı var.
Boğaziçi’nde yıkımlar sürecek
Son bir haftada Boğaz’da peş peşe yıkımlar yapıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kepçeleri, önce Huqqa, ardından Reina, sonra Galatasaray Adası ve son olarak da Alman denizcilik şirketine ait binaya girdi, imara aykırı bölümleri yıktı. Kamuoyunda çok yankı uyandıran bu yıkımların ardından da akıllarda ‘Yıkımlar sürecek mi?’ sorusu belirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri sorulara, ‘Yıkımlar sürecek’ yanıtını vermekle yetindi, Boğaziçi’nde yıkım kararı alınan kaç bina olduğunu, bundan sonra nerenin yıkılacağını açıklamadı.
Boğaz’daki her 3 yapıdan biri kaçak
Boğaziçi İmar Müdürlüğü verilerine göre; 1983’te çıkan Boğaziçi İmar Kanununa aykırı 9 bin 616 bina yapıldı. Boğaz ön görünümünde toplam 28 bin 873 bina bulunuyor. Bu da Boğaziçi’ndeki her 3 yapıdan birinin kaçak olduğu anlamına geliyor. Kaçak yapılardan 6 bini gecekondu, diğerleri ise lüks eğlence merkezleri, restoranlar ve villa gibi yapılar. İBB Encümeni tarafından bu yapıların 3 bini hakkında, tıpkı Reina, Galatasaray Adası ve Atlantis Tankers de olduğu gibi yıkım kararı alınmış. Anlaşılan o ki şimdi bu yıkım kararları art arda uygulanacak.
Kaçak yapılaşmayla mücadeleye destek var
Uzmanlar, yıkımların başlamasını olumlu buluyor. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, “Yıllar yılı Boğaz’daki çarpık yapılaşmayla ilgili etkin bir mücadele sürdürülmedi. Şimdi bu yıkımlar İstanbul’daki imar düzenini sağlamak adına olumlu bir gelişme. Örneğin Galatasaray Adası her yıl daha da şişiyordu” diyerek Boğaz’daki kaçak yapılaşmaya müdahale edilmesini destekliyor.
Muhallebiciler de yıkılacak mı?
Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu ise, Boğaziçi’nde kanuna uygunmuş gibi görünen fakat koruma kurallarına aykırı binaların varlığına dikkat çekiyor: “Boğaziçi, dünyanın göz bebeği. Fakat son 10 yılda kaçak yapı sayısı arttı. Kurala uydurulmuş, gerçekteyse koruma kurallarına aykırı binalar söz konusu. İskâna bağlanmış, kaçak değilmiş gibi kılıfına uydurulmuş binalar da var. Boğaziçi’ne yönelik girişimin başlatılması önemli. Ancak kapsamının ne olduğu konusunda ciddi kaygılar var. Yıkımların Reina’dan başlanması ne kadar samimi? Örneğin özel izinlerle yapılan muhallebiciler de var mı yıkım sırasında? Kısmi kaçakların, duvar, depo, ardiye gibi yapıların da temizlenmesi gerekir. Ve bu yıkımlar saydam bir şekilde gerçekleşmeli.”
Tüm yıkım kararları uygulansın
Uluslararası Mimarlık Akademisi Bölge Başkanı Yüksek Mühendis- Mimar Kentbilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp de Boğaziçi’nin 3 yasayla korunmasına rağmen 10 bin kaçak yapı olduğunu söylüyor: “İstanbul Türkiye’nin gözü, Boğaziçi’miz ise Istanbul’un göz bebeği. Bir doğa ve tarih harikası. Boğaziçi’ndeki yapılaşma 3 ayrı yasa, İmar, Kültür ve Tabiat Varlıkları ve Boğaziçi yasaları ile kontrol edilmektedir, daha doğrusu edilememektedir. Çünkü bugün Boğaziçi ön görünüm bandında 30 bin yapıdan bir kısmı gecekondu niteliğinde olmak üzere yaklaşık 10 bin kısmen veya tamamen kaçak yapı, 3 bin kadar da yıkım kararı kesinleşmiş ancak yıllardır yıkılamayan yapı var. Demek ki Boğaziçi’nde yasalar işletilememekte, kamu düzeni ve yararı sağlanamamaktadır. Peki İstanbul’un, ülkenin genelinde imar düzeni nasıl? İstanbul’un en az yüzde 75 i ruhsatsız, daha büyük bir oranı da depreme dayanıksız. Türkiye’nin yüzde 50’si bir biçimde mevzuata aykırı konutlarda yaşamaktadır: Boğaziçi’nde yıkım uygulanacaksa tüm kesinleşmiş yıkım kararı olan yapılara uygulanmalıdır.”
1 yıl hapis cezası da var
1983’te çıkan kanunla Boğaziçi ön görünümünde tarihi ve tescilli eserler dışında konut yapılaşması yasaklandı. 2960 sayılı Boğaziçi İmar Kanunu’nda tarihi ve doğal güzelliklerin yoğunlaştığı kıyı, sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde doğal yapıyı tahrip edenlerin 1 yıla kadar hapis ve 500 bin liraya kadar para cezası ile cezalandırılacağı belirtiliyor. Ayrıca, bu filleri işleyenler, doğal yapıyı en geç 1 yıl içinde aslına uygun hale getirmekten de sorumlu.