Türkiye, bundan tam 1 yıl önce sadece demokrasi tarihinin değil, kendi tarihinin de en önemli günlerinden birini yaşadı.
Türkiye özelde FETÖ, genelde ise darbeye “dur” dedi. Elbette ordunun, polisin içinde darbeye direnenler olmasaydı, darbeyi engellemek bu kadar kolay olmazdı. Ama halk olmasaydı darbeyi engellemek mümkün değildi. Halk Türkiye’nin 95 yıllık tarihinde ilk defa demokrasisine canı pahasına sahip çıktı. Darbeye karşı direnişte 180’i sivil, 62’si polis, 6’sı asker 248 kişi şehit düştü.
Her şehidin bir kahramanlık öyküsü vardı. Sivil şehitlerin elinde silah yoktu. Çıplak elleriyle tankları durdurmaya çalıştılar. Brandalarla görüşünü kapattılar, tişörtlerini çıkarıp egzozlarını tıkadılar, paletlerin arasına kayalar sıkıştırdılar, arabalarını tankların önüne çektiler. Kimisi tankların önüne yattı, kimisi ise altında can verdi. Şehit düşen kocasının bırakıp mücadele edenler, baba oğul şehit düşenler, ikizler ve daha onlarcası… Her birinin ayrı bir yeri, ayrı bir değeri var. Sadece şehit düşenler değil, yararlananlar, mücadele edenler, sokağa çıkıp bağıranlar, tepkilerini orada burada sağda solda dile getirenler…
Türkiye bundan tam bir yıl önce uyumadı.
Halk özelde Recep Tayyip Erdoğan’a, genelde ise demokrasisine sahip çıktı. “Benim seçtiğimi kimse indiremez” dedi. Türk demokrasisinin en büyük eksiği buydu. Dünya demokrasiye geçerken büyük mücadeleler vermiş, yüzlerce hatta binlerce kişi canını ortaya koymuştu. Bize ise demokrasi yukarıdan geldi. O yüzden halk ne 1960, ne 1970, ne 1980, ne 28 Şubat’a sesini çıkarmadı. Sokağa inmedi. Yüzde 50’den fazla oy alan Menderes asıldığında kimse çıkıp “Ne oluyor?” demedi. Yine öyle olur sandılar. FETÖ’cüler kendi televizyonlarında “Darbe olsa imam lojmandan camiye gitmeye cesaret edemez” diyordu. İmamlar camilerine girdiler, selalar sabaha dek susmadı. “Halk tırsar, evinden kafasını çıkaramaz” diyorlardı, halk sokaklara döküldü, son sürat giden tankın önüne kendini attı. O gece köprüde 32 kişi şehit oldu, yüzlerce kişi yaralandı. Ancak halk bir adım geri atmadı. Onca şehide rağmen, gün ağırıp askerler teslim olduğunda on binler hala köprünün bir tarafında bekliyordu.
Türkiye bundan tam bir yıl önce uyumadı.
Kazanlılar, darbeyi öğrenince darbenin merkez üssü önünde toplandılar. 7 şehit verdiler. Yılmadılar, uçaklar-helikopterler kalkamasın diye tarlalarını ateşe verdiler. Kazanlılar “Kahraman” oldular. Onların kahramanlığı, emperyalizmin çocuklarımıza pompaladığı, süper güçlere sahip Süpermenler, Örümcek Adamlar gibi değildi. Onların kahramanlığı süper bir cesarete dayanıyordu. Sahiciydi.
Türkiye bundan tam bir yıl önce uyumadı.
Özel Kuvvetleri almaya gelen Semih Terzi’yi, onlarca adamı arasında bir yiğit yere indirdi. Adı Ömer Halisdemir’di. Aldığı emri harfiyen uyguladı, canı pahasına darbeci generali vurdu. Ömer Halisdemir, o gece darbeye direnirken şehit düşen 6 askerden biriydi. Darbecilere adeta “Türk askeri öyle olmaz böyle olur” dedi. Vatanını satanlara yol vermedi.
Türkiye bundan tam bir yıl önce uyumadı.
Darbenin temel hedefi Erdoğan’dı. Belki o ölmedi ama ölümü en yakınında hisseden oydu. O gece bazılarının umduğu gibi uçağın rotasını Almanya’ya veya Katar’a da kırabilirdi. Kimse neden kaçtın diyemezdi. Bir kaç kilometre uzaklıktaki Yunanistan’a da bir bota binip kaçabilirdi, tıpkı darbecilerin başarısız olunca yaptığı gibi. O kaçmak yerine ölüme daha fazla yaklaşmayı seçti. Televizyonlara bağlandı, “Halkımız sokağa çıksın, havalimanlarına akın etsin. Ben de başkomutan olarak orada olacağım.” dedi. İster sevin, ister sevmeyin en büyük kahramanlık gösterilerinden birini Erdoğan yaptı.
Türkiye bundan tam bir yıl önce uyumadı.
Gecenin 12’sinde Beylikdüzü’nden Aksaray’a kadar olan kısımda oturan 100 binlerce insan Atatürk Havalimanına doğru yürüyüşe geçti. Daha uzakta olanlar başka yollarla ulaşmaya çalıştılar bölgeye. İşte o yürüyüşle birlikte darbecilerin ümitleri de dirençleri de hevesleri de kırıldı. Türkiye, bu zaferi, çıplak elleri ama süper gönülleri, süper cesaretleri olan o gecenin kahramanlarına borçlu. En çok da 248 şehidine…
15 Temmuz’da kim kazandı? Elbette her şeyden önce Türkiye kazandı. Türkiye ilk defa gerçekten demokrasiyi hak etti.
Türkiye bundan tam bir yıl önce uyumadı. Ve bundan sonra da uyumayacak.
Bir Yorum Yazın